Koca kışı Çayla geçirmek

Koca şifa çayı

Karın yağmaya başladığı ilk gündü. İşten eve geldiğinde, kocamın küçük bir çocuk gibi burnu akıyor, boğazı ağrıyor, canı sıkkın olduğunda hep yaptığı gibi kendi kendine homurdanıp duruyordu. Hemen eskiden kalan alışkanlıklarına başvurup, ismi lazım değil, toz şeklinde kutularda satılan bir ilacın c vitamini takviyeli versiyonunu bardağa döktü. Tam su eklerken, tüm şirin ifademi takınıp “Hadi gel bugün ben sana bir çay hazırlayayım, bak çok iyi gelecek” dedim.

O koca adam, homurdanıp koltuğa giderken bana dönüp “Hadi cansın, göster çaydaki tüm maharetini, hasta olmak istemiyorum” dedi.

Hemen işe koyuldum. Önce taze zencefilleri kurutup hazırladığım tozu, sonra mate çayı demliğe koydum. Üzerine iki tane ekinezya tomurcuğu, iki tatlı kaşığı rezene, bir avuç ıhlamur ve iki dal adaçayı ekledim. Hatmi çiçeği, yıldız anasonu ve iki çubuk tarçını demlendikten sonra fincana eklemek üzere kenarda hazırladım. İki dilim limon ve babamın Ayder Zilkale’deki kovanlarımızdan süzdüğü kestane balını da tezgaha bıraktım. Sıcak suyun içinde 2 ila 3 dk bekleyen ilk karışıma, önce hatmi çiçeğini, anasonu ve tarçınları, daha sonra limonları ve bir tatlı kaşığı kestane balını ekledim.

Homurdanan koca adam, favori fincanından ilk yudumu aldığında, derin bir “Ohhh” çekti. “Çay kraliçem yine döktürmüş” dedi. Son yudumu içip sızmadan önce, hem boğaz ağrısını hiç hissetmediğini, hem de sabahtan beri ilk kez burnundan nefes alabildiğini söyledi.

Kış için çay karışımlarını hazırlarken, hazırladığınız kişinin ne gibi rahatsızlıkları olduğunu, nelere daha iyi tepki verdiğini önceden bilmeniz, kış çaylarınızın etkisini inanılmaz ölçüde arttırır. Ama en önemlisi, içine sevginizi katmayı sakın unutmayın.

Bol çaylı, az hastalıklı günlere, sevgiyle,


Hinterlassen Sie einen Kommentar

Bitte beachten Sie, dass Kommentare vor der Veröffentlichung freigegeben werden müssen